Kalabaliibo

   
 
  Siirlerim
ein Bild Gönül Sayfam ein Bild Askima
ein Bild Siirlerim
ein Bild Siirler
ein Bild Sesli Siirlerim
ein Bild Flash Siirlerim
ein Bild Ünlü Saiirlerden
ein Bild Kalp Kazanmak
ein Bild Askinizi Ölcün
ein Bild Ask Testi 25 Soruda
ein Bild Ask Testi 50 Soruda ein Bild Ask Testi 100 Soruda
ein Bild 14 Subat
ein Bild Sevgi Mesajlari
ein Bild Sevgi Nedir
ein Bild Isme Göre Ask
ein Bild Ask Mesajlari
ein Bild Ask Belirtileri
ein Bild Ask Ögütleri
ein Bild Ask Doktoru
ein Bild 4 Mevsim Ask
ein Bild Platonik Ask
ein Bild Ciceklerin Anlami
ein Bild Güzel Sözler
ein Bild Atasözleri
ein Bild Güldüren Espiriler
   
ein Bild

ein Bild

ŞİİRLER

SEVDA PARKI

Herkes aşkıyla birlikte,

Geziyor sevda parkında.

Ben ise yapayalnızım,

Parkın oturaklarında...


Hep kendime soruyorum,

Mutluluk nasıl bir şeydir.

Cevabı bulamıyorum,

Bunlar benim dertlerimdir.

KONUĞUM OL


Bir aksam konugum ol

Oturup konusalim biz bize

Anilarin cubugunu yakip

Uzatalim geceyi biraz.


Gecmise bir el sallayip

Yasanan gunleri konusalim

Ve gunlerin ustune coken

dumanli, isli havalardan


Kendimize dana az zaman

ayirsak da olur geceden

Cunku bogulabilir insan

Yalniz kendini dusunmekten


Kapagi acilmayan kitaplar

Unutulmus asklar gibidir

Kitaplardan soz edelim

Ve onlarin gizli kalmis


sessiz tadlarindan

Sabaha dogru perdeyi

aralayip ufka bakalim

Ve bir cocuk gibi


hayretle seyredelim

gunesin kizilligini

Konusulmadan kalan

daha cok sey vardi


diye dusunerek cikalim

gunesle kucaklasan balkona

Usutmesin sabah serinligi

Bir bardak demli cay


buruklugu gibi kalsin

gecenin ve sabahin tadi

yasasin anilarimizda

Konugum ol, oturup


konusalim bir aksam

ve uzatalim geceyi

sozun cubugunu yakarak

SEN BÖYLE GÜZELSİN


Sen böyle güzelsin, Güzelim gelme

Bak! Olduğun yer ışıklı, aydınlık

Bir mor çiçek gibi gözlerin dağda

Dur! Bundan güzeli olamaz artık


Senden eser rüzgar nekadar serin

Uzatsan göğe değecek ellerin

Orada kal, orası senin yerin

Biz bu hasretliğe çoktan alıştık


Sen Aslı'sın bu masalda ben Kerem

Ne günüm olsun seninle ne gecem

Sen böyle güzelsin, gelme istemem

Varlığım senin yokluğuna aş


Beklemek bu kadar zor olmasaydı

Korkmazdım ben geceden

Karanlığın sonunda sen olsaydın

Korkmazdım ben geceden

Konunda gelen sen olsaydın

Korkmazdım ben yalnızlıktan!


KUM


Sen kum nedir bilmezsin

Deniz Görmedin ki.

Yum gözlerini, zamanı düşün,

Deniz bir gözünde

Kum bir gözündedir.


Sen taş nedir bilmezsin

Dağa çıkmadın ki

Yürü ufuklara doğru,

Dağ bir ayağında

Taş bir ayağındadır


Sen kül nedir bilmezsin

Ateş yakmadın ki,

Uzat ellerini gökyüzüne,

Ateş bir elinde

Kül bir elindedir


Sen kan nedir bilmezsin

Ölmedin, öldürmedin ki,

Yat toprağa boylu boyunca

Ölüm bir yanında

Kan bir yanındadır


Sen aşk nedir bilmezsin

Beni sevmedin ki

Ağla, ağlayabildiğin kadar

Bütün güzellikler sende

Aşk bendedir

ÖZLEM

Bir gece,

Gecede bir uyku..

Uykunun icinde ben..

Uyuyorum,

Uykudayım,

Yanımda sen.


Uykunun içinde bir ruya,

Ruyamda bir gece,

Gecede ben..

Bir yere gidiyorum,

Delice..

Aklimda sen.


Ben seni seviyorum,

Gizlice..

El-pençe duruyorum,

Yüzüne bakıyorum,

Söylemeden,

Tek hece.


Seni yitiriyorum

Cok karanlik bir anda..

Birden uyaniyorum,

Bakiyorum aydınlık;

Uyuyorsun yanimda..

Güzelce.



SUSARAK

Güneş altında söylenmedik söz yokmuş..

Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi..

Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz..

Bende söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde..

Hiç bir biçim kalmamış dünyada denenmedik...

Bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde....

Duyuyorsun değilmi suskunluğumu nasıl haykırıyor...

Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim ...

Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde .....


Aska Ve Terke Dair...


Bazen öyle bir iliskiye tutulursunuz ki, ne sevebilir, ne

terkedebilirsiniz.

Kör kütük baglanmissinizdir aslinda.... En güzel yillarinizin, aci tatli

hatiralarinizin ortagidir; iç çekismelerinizin müsebbibi, yazilarinizin

ilhami, sohbetlerinizin konusudur. Gözyaslarinizda, bilinçaltinizda,

kahkahanizdadir. Korkunca saklandiginiz bir siginak, cosunca

öptügünüz bir bayrak...

Sevdaniz riyasiz, çikarsiz, karsiliksizdir. Sinirsiz ve nihayetsiz;

"Ölmek var, dönmek yok"tur.


Lakin gün gelir anlarsiniz; içten içe bir seylerin kanadigini... Tutkulu

sevdalarin gizli hançerleri baslar parildamaya... Surasindan,

burasindan elestirmeye koyulursunuz:

"Söyle görünse, öyle demese, degisse biraz yada eskisi gibi olsa..."

Baskalarini örnek göstermeye, "Bak onlar nasil yasiyor" demeye

baslarsiniz. Hem birlikte yasayip, hem özgür olmanin yollarini

ararsiniz. Askinizin gözü kör degildir artik, yanlisini görür düzeltmek

istersiniz.

"Eskiden böyle miydi ya.." diye baslayan sohbetlerde açilir

elestirinin kapisi; açildikça, bastirilmis itirazlar yükselir

bilinçaltindan... Böyle süremeyecegini bilirsiniz.

Degissin istersiniz.


O, sevgisizliginize yorar bunu... Ihanete sayar. Tutkulu iliskilerde

ihanetin bedeli ölümdür. "Ya sev böyle ya da terket" diye gürler...


Bir zamanlar bir gülücügüyle alacakaranligi isitan o rüya, bir kabusa

dönüsür birden... Kapatir gönlünün kapilarini, yasaklar kendini size...

Hoyrattir, bakmaz yüzünüze... Zehir akar dilinden, konusturmaz,

suçlar, yargilar mahkum eder. Mühürler dudaklarinizi, yirtar atar

yazdiklarinizi, siler sizi defterden...


"Iyiligin içindi hepsi, seni sevdigim için..." dersiniz,dinletemezsiniz.


Ayrilirsaniz yasamayacaginizi bilirsiniz, lakin böyle de sevemezsiniz.

Ihanetten kirilmistir kaleminiz; severek, terk edersiniz...


"Madem öyle..."nin çagi baslar ondan sonra... Madem ki siz böylesine

tutkunken, o hep baskalarini seçmistir, madem ki kiymetinizi

bilmemistir, o halde "günah sizden gitmistir". Lanet ederek bu

karsiliksiz aska, çekip gitmeleri denersiniz.


Askin göçmenlik çagi baslar böylece... Daha özgür olacaginiz

limanlara demirlerseniz bir süre... Ne var ki unutamaz, uzaktan

uzaga izlersiniz olup biteni... Etrafi bir sürü ugursuzla dolmus, kurda

kusa yem olmustur.

Deli kanlilar, eli kanlilar, ugruna ölenler, sirtina binenler sarmistir

çevresini... Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar

diye...


Ugruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla...

"Bana ne...kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsiniz bir süre...

Ama sonra...ansizin kulagimiza çalinan bir sarki ya da kapi

araligindan süzülüp gelen bir koku, hatirlatir onu yeniden... Yaban

ellerde, baska kollarda ondan bahseder aglarsiniz. Kokusunu

özlersiniz; türküsünü söylemeyi, sarkisini dinlemeyi, yemegini

yemeyi, elinden bir kadeh raki içmeyi... Karsi nehrin kenarindan

hasret siirleri haykirirsiniz, sular kulagina fisildasin diye...


Dönüp "Seni hala seviyorum" diye bagirmak geçer içinizden...

Dönemezsiniz.

Göremedikçe baglanir, uzaklastikça yakinlasirsiniz.


Anlarsiniz ki bir çaresiz asktir bu, ne onunla olur, ne onsuz... Hem

kollarinda ölmek, kucagina gömülmek arzusu, hem "Ne olacak

sonunda"kuskusu...


Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz.

Sürünür gidersiniz...


ASK

Bir zamanlar bütün duygularin bir arada mutluluk içinde yasadigi bir

adacik

varmis. Tüm duygular bu adada yasarlarmis. Birgün esen rüzgarlar

duygulara

bir haber getirmisler, "adayi terkedin büyük bir firtina gelip adanizi

yerle bir edecek diye. Tüm duygular adadan ayrilmis hepsi binmisler

teknelerine kaçmislar. Ama adada sadece ask kalmis. O sonuna kadar

beklemeyi

yeglemis. Aradan günler geçmis ve firtina gelmis. Adayi yerle bir etmis.

Artik yapilacak birsey kalmadigini anladiginda ayrilmaya karar vermis

ask.

Fakat teknesi yokmus. Bu sirada oradan zenginlik geçiyormus. Yardim

istemis

fakat para kazanmasi gerektigini ona vakit ayiramiyacagini söyleyen

zenginlik geçip gitmis. Mutluluk geçiyormus, o da cok mutluymus onun

farkina bile varamamis. Üzüntüde o kadar üzüntülüymüs ki dönüp bakmamis

bile.

Herseyin bittigini anladigi bir anda birisi onu teknesine alip kurtarmis.

Bir kiyiya birakmis. Sonra da gitmis. Ask o kadar mutluymus ki kim

oldugunu

sormayi unutmus. Daha sonra, kendine geldiginde bir balikçiya "beni

kurtaran kimdi" diye sormus.

Balikçi ona söyle demis. "SENI KURTARAN ZAMANDI, ÇÜNKÜ ASKIN

BÜYÜKLÜGÜNÜ

SADECE ZAMAN ANLAYABILIR!.."

ASKIMA KADERE


Benim çocukluğumda soframıza kuşlar konar

rüyalarımıza melekler uğrardı.

Kapımızdan yoğurtçu

bahçemizden ishakkuşu

kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi.


Kışın bir sobamız olurdu

sobanın yanında kedimiz

kedinin önünde yün yumağı

bir Hayat Bilgisi fotoğrafı gibiydik.


Yerli malı kullanan

yurdun üç tarafı denizlerle çevrili

kuru üzüm incir fındık

tütün çay narenciye kavun-karpuz yetiştiren

kuru üzüm ve inciri satan

karşılığında

çamaşır makinesi radyo ve otomobil alan

bir toprağın fertleri...

Biraz yoksul biraz mütevekkil

biraz mahcup biraz kırılgan

biraz naif ama hep umutlu...


Özlerdik.

Memleketteki halamızı

ince doğranmış bir dilim pastırmayı

yurttan sesler korosunu

akşam komşuluklarını

radyo tiyatrolarını

sabah ezanını

kalaycıyı bozacıyı

münir nureddin şarkılarını

orhan boran yarışmalarını

kandil gecelerini duvar sarmaşıklarını

bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını

okul önü koz helvalarını

akşam oturmalarını

ve hayatı...


Top oynardık

ip atlar kedi kovalar

taşlarla birbirimizin başını yarar

mahalle savaşları çıkarır

gece olunca da tutar babalarımızın elinden

yazlık sinemalara gider

Sadri Alışık Vahi Öz

Belgin Doruk Cüneyt Arkın seyreder

Olimpos gazozları içer

güler eğlenir bağırır çağırır

dönerken yıldızları sayardık.

Biz sıkı çocuklardık.


Hepimizin birer yıldızı vardı

onlara isim takardık

onlar da bize isim takardı

pus ve dumandan önce bu şehrin

geceleri gökırpan ve isimleri takılan yıldızları vardı.


Benim yıldızıma Mehlika adını vermiştik

biz kimseden yana değildik.


Kimsenin de kendinden yana olmasını istediği birileri

olmazdı

Bir değirmendeydik

öğütülen

öğütülürken türküler söyleyen

buğday başaklarına benziyorduk.

Ben

çorbalardan tarhanayı

yemeklerden kurufasulyayı

sigaralardan Harmanı

belki bunun için çok sevdim.


Yollar bozuk musluklar bozuk

ziller bozuk paralar bozuk

ama adamlar sağlam idi.


Bu şehrin yıldızları vardı.

Saçlarına kurdelalar takan

çivitle yıkanmaktan aşınmış beyaz çoraplarına

leke bulaşmasın diye su birikintilerinden sakınan

gözleri önünde

yürekleri ve beslenme çantaları ellerinde

küçük çocukları vardı bu şehrin

bu şehrin yıldızları vardı.


Ben Fenerbahçeyi amcam Vefayı tutardı.

Konya tahıl ambarı Mersin muz cennetiydi.

Taksimden Fatihe troleybüs kalkar

Şişhanede mutlak raydan çıkardı.

Vallahi hayat zor ve fakat çok matraktı.


Muammer Karacan’nın adına bir tiyatro binası yoktu

bizzat kendisi vardı.


Başımız ağrırdı komşumuz vardı

gönlümüz daralırdı komşumuz vardı

Çorbamızı umutlarımızı

memleket kadar kalbimiz paylaştığımız komşularımız

vardı.


Geceleri bekçimiz

gündüzleri sütçümüz

bizim kadar zayıf da olsa

nohuta ve makarnaya alışmış da olsa

Sarman adında bir kedimiz

ceplerimizde kırık misketlerimiz

çamur bulaşığı ellerimiz

ve gülümseyen bir yüzümüz

kimseye göstermekten utanmayacağımız bir içimiz

biraraya gelerek çektirebileceğimiz

bir aile fotoğrafımız vardı.


Bir sabah bütün iyi şeylerin

Ayvansaray iskelesinden

hayal ülkesine doğru demir alan

bir şirket-i hayriyye vapuru gibi

aramızdan ayrıldığını gördük

Sonra Ayvansaray’ın sularının çekildiğini yazdı

gazeteler.

Süheyla hanımın Raci beyin

Melahat mehveş ablanın

Niko’nun Ercüment efendinin çekildiğini ise

yazmadılar nedense.

Ama yok ama yoklar.


Ne Harman sigarası kaldı geriye

ne Olimpus gazozu

ne Sadri Alışık.


Kalan bir tortuydu belki.


Belki kırık bir rüya denizi

belki suya düşürdüğümüz suretimizin

cep aynamıza nüktedan bir yansımaydı herşey.

Herşey Maltepe sigarasının

hep arandığında

her bakkalda bulunabilmesi ile

büyüsünü kaybetmişdi belki de .

belki de biz bir rüya mı görmüştük?


Hadi hepsi yalandı.

Hadi hepsi hayaldi.

Hadi hepsini ben uydurmuştum.

Ama rüyalarımızın melekleri

ve soframızın daim konukları kuşlar?

Ya onlar?

Onları siz de görmediniz mi?

Sizin de sofranıza konup

rüyalarınıza uğramadılar mı?

Onlar da mı yalandı?

KOŞMA

Öylesine es ki ömrümde güzel

Rüzgar ol önüne kat beni

Balların en hası gönlümde güzel

Uzat dudakların tat beni beni


Derman bitti sana hasret bu canda

Kulun ben olayım iki cihanda

Dilersen, aklına estiği anda

Gezdir Pazar pazar sat beni beni


Tüm yemişlerimi kopar dalından

Sendeki bir beni tadam elinden

Gün gelirde usanırsan kulundan

Götür bir kuyuya at beni beni.


ARAMIZA GİRMESİNLER

Yaşama girmiş çileler Ömrünü berbat ederler

Böyle gelmi? böyle gider aramyza girmesinler

Çilesiz insan olmaz aramazsan deva bulunmaz

Neden gelir belli olmaz Yuvamyza girmesinler

Biliyorum çilelisin sen bana güvenmelisin

Her gün dua etmelisin bundan sonra gülmelisin

Aramyza girmesinler

Ömrümü adadym sana sen mutlu ol yeter bana

Arkamyzda merhum ana Aramyza girmesinler

çılgın dalgalarla boğuştuğum,

deli rüzgarlarla savrulduğum anlar vardı


kaybolduğum, boğulduğum anlar vardı,

kendimi baştan yarattığım anlar,


bir dosta ihtyaç duyduğum anlar vardı,

duygularımı göz yaşlarımla yüreğime yazdığım anlar vardı,


soğuk geceler vardı,

bir kağıt bir kalemin dert ortağım olduğu anlar vardı,


sana yazdığım ama senin bilmediğin anlar vardı,

sana yazıpda gönderemediğim duygularım vardı

ein Bild

çılgın dalgalarla boğuştuğum,

deli rüzgarlarla savrulduğum anlar vardı


kaybolduğum, boğulduğum anlar vardı,

kendimi baştan yarattığım anlar,


bir dosta ihtyaç duyduğum anlar vardı,

duygularımı göz yaşlarımla yüreğime yazdığım anlar vardı,


soğuk geceler vardı,

bir kağıt bir kalemin dert ortağım olduğu anlar vardı,


sana yazdığım ama senin bilmediğin anlar vardı,

sana yazıpda gönderemediğim duygularım vardı



ein Bild

arkadaş ki

arkadaştan öte bir sevgili

sevgiliden öte bir kadın

bir kadın ki

her şeyimi paylaşacağım

bir kadın

beni ömür boyu sevmeli

ölesiye sevişmeli

bir kadın


ein Bild

sus, sakın konuşma

sevişerek ayrılalım

bu sonbahar sabahında

dudaklarımı ıslat

dilin dilime değsin

tenin tenime

yak beni ateşinle

köz olup kül olayım

etrafa saçılayım


ein Bild

aşk tohumlarını verirse o zaman aşk ölümsüz olur


ein Bild

bir ev yaptım

vücudumun en kuytu

en yalnız köşesine

yüreğime

bir gün

bir güzel kiralar umuduyla

bir ömür boyu

ein Bild

gözler gülüşe muhtaç

güzellik gözlere muhtaç

gülüşler sevgiye muhtaç

bende sevgine muhtacım


ein Bild

aşığım

saçının bir teline

aşığım gülüşüne

o güzel gözlerine

aşığım

aşığım bedenine

her yerine


ein Bild

aradım seni cadde cadde

sokak sokak

bulamadım sevdiğim

seni güneşe sordum

nerede sevdiğim diye

güneş:"güzelliği gözlerimi kamaştırdı

bakamadım ki" dedi

seni aya sordum

ay:"güneş doğdu sandım, kayboldum" dedi

seni bulutlara sordum

derdimi bulutlara anlattım

bulutlar ağladı

seni yağmurlara sordum

yağmurlar kalbine bak dedi.


ein Bild

aynaya bakıyorum seni görüyorum

aynada gözlerimin içine bakıyorum

yine seni görüyorum

çiçeklerde, güneşte, heryerde

sen varsın.

yatıyorum

seni düşünerek uyuyorum

rüyalarımda da sen varsın

seninle kalkıyorum

sabah yine aklımda sen

içimde gizli bir "sen" besliyorum

sen gerçek mi hayal misin


yoksa ben deliriyor muyum

yoksa aşık mı oluyorum...


ein Bild

ben sana seni sevdiğimi söylesem

sen bana beni sevdiğini söyler misin

söylerde beni mutlu eder misin


ein Bild

bir yağmur damlası olmak isterdim

dudaklarına düşmek isterdim

dudaklarının arasından vücuduna inip

kalbine gitmek isterdin

kalbine aşkımı yazmak isterdim

isterdim,...

senin için neler isterdim bir bilsen

sana aşık olduğumu anlayabilsen.


ein Bild

toprak yağmura, yağmur toprağa aşık

yağmuru kucaklayan toprak

yağmuru hasretle bekleyen toprak

toprağa hayat veren yağmur


ein Bild

yüreğim aşkı tattı

tadı mı?

şekerli biber gibi


ein Bild

ders için kalemi elime alıyorum

ders çalışmıyor şiir yazıyorum

kitabı okumak için elime alıyorum

hayallere dalıyorum

yüreğimi kaptırmışım

ela gözlü bir güzele


ein Bild

ben deniz

o akarsu

içime akmasını bekliyorum

içime akıp

beni çoğaltmasını beliyorum


ein Bild

aşkını kalbime kilitledim

anahtarı da sonsuzluğa fırlattım

hiçbir aşk kalbime girmesin

aşkında kalbimden çıkmasın diye


ein Bild

gül bahçemde büyüttüğüm

bir yoncasın sen

kopartmaya kıyamam

kıymetlimsin sen

yüreğimin sahibi

gönlümün sahibisin sen


ein Bild

bugün yine gözlerin gülüyor

coşmuşsun

yüreğinde coşmuş mu söyle

yeni aşklara hazır mı yüreğin ve bedenin

aşkı her yönüyle yaşamaya

söyle

sevmeye, sevilmeye hazır mısın söyle

benimle sevişmeye hazır mısın söyle

tekrar söyle

ben söylüyorum

seni yürekten sevdiğimi

birde sen söyle


ein Bild

sevmek mi sevilmek mi istersin

severde sevilmezsen yanarsın

yüreğinde izi kalır

sevilirde sevilmeyi bilmezsen

yakarsın

hem sever hem de sevilirsen

aşkı o zaman tadarsın


ein Bild

yüreğin kaldırabilir mi aşkımı

yüreğini hazırla delice sevmeye

bedenim bedenine hasret

bedenini hazırla

çılgınca sevişmeye


ein Bild

dudakların sertlemiş

ya nemlendirici krem kullan

yada dudaklarını dudaklarıma bırak


ein Bild

siir yazmak için

ya şair olacaksın yada aşık olacaksın

şair olursan hayallerini yazarsın

aşık olursan aşkının gerçeklerini yazarsın


ein Bild

Sen doğada yaşayan keşfedilmemiş bir çiçek

bense keşfetmeye çalışan meraklı bir kelebek


ein Bild

arı olmak isterdim

çiçekten çiçeğe aşk tohumlarını taşımak isterdim

rüzgar olmak isterdim

rüzgar olup da

sevdiğimin dudaklarına dokunmak isterdim

kar olmak isterdim

kar olup da

sevdiğimin bedenine düşüp

ateşiyle buharlaşmak isterdim

sevgi olmak isterdim

sevgi olup da

sevdiğimin yüreğine düşmek isterdim


ein Bild

aşkım çam ağacının ömrüne benzer

yavaşça büyür ve uzun solukludur.

aşkını yüreğime gömdüm

üzerini toprakla örttüm

yeniden yeşersin diye


ein Bild

yine kar yağıyor

her yer karanlık

bedenim donuyor

aklımda sen

yüreğimde sevgin

elimde gülen bir resmin var

seni bekliyorum

yarını bekliyorum


ein Bild

güneş bedenimi ısıtıyor

aşkın yüreğimi

gözlerin ilham veriyor

gülüşün hayat


ein Bild

sen güneşsin

ben kar

beni eritip

buharlaştırıyor

kendine çekiyorsun


ein Bild

aşk denizine düşmüşüm

ne boğuluyorum

nede kurtulabiliyorum

ya fırtına esecek

dalgalar beni sonsuzluğa gömecek

yada bir martı bana yön gösterecek


ein Bild

yapa yalnızım

diz boyu çimenlikte

sırt üstü uzanmışım

gözümde mas mavi gök yüzü

kulağımda kuş ve çağlayan sesi

aklımda sen

hayallerdeyim

o an sen varsın


****DOGRULUK FAZILETTIR ****
 
Facebook beğen
 
*KESKE ZAMANI DURDURABILSEK*
 


*** CEVRIM YAPABILIRSINIZ ***
 


**** SITEYE GIRIS SAYISI ****
 
******* HAVA DURUMU *******
 
Wetter Dortmund
© ibrahim Pinar
 
SITEYE GENEL OLARAK GIRENLERIN CIZELGE OLARAK TABLOSU 37037 ziyaretçi (135087 klik) HOSGELDINIZ.
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden