Kalabaliibo

   
 
  Fenerbahce Tarihi Devami
ein Bild Fenerbahce Tarihi-1 ein Bild Fenerbahce Tarihi-2 ein Bild Fenerbahce Bu Sezon ein Bild Fenerbahce Gercegi
ein Bild Fener Yönetim Ve Antrönerler ein Bild Sampiyonluk Yili ve Kadrosu ein Bild Fener Kulüp ve Dernek Telefonlari ein BildFener Avatarlik
ein Bild Fenerbahce Tv ein Bild Fener Videolar ein Bild Fenerbahce Marslari ein Bild Fener Resim Albümü
ein Bild Fenerin Gollerini Izle ein Bild Fener Tribün Resimleri ein Bild Fener E-Kart Yolla ein Bild Fenerin Oynanan Maclari

defterlerini de içeren belgelerine kadar gelmiş geçmiş bütün maddi eser ve izlerini siliyordu. Fenerbahçe’nin uğradığı felaket bütün yurtta bomba etkisi yapıyor, Fenerbahçe Kulübü İdare Heyeti’nin, üzerinde henüz dumanları tüten kulübün enkazı karşısında, gazete ve radyolara aynen aşağıdaki sözler ile verdiği tebligat ise yürekleri dağlıyordu ;
“ Sevgili yuvamız, 25 senelik spor hayatımızda elde ettiğimiz şeref ve galibiyet, hatıraları ile birlikte yanmıştır. Bugün, maddi spor vesaitimizden de tamamen mahrum kalmış bulunuyoruz. Yek değerlerimize karşı sarsılmaz itimat, muhabbet (sevgi) ve tesanüt (dayanışma) havası içinde, yıllarca süren müşterek emeklerimizin muhassalasının (elde edilmiş sonucunun) enkazı karşısında derin bir teessür (üzüntü) duymamak kabil değildir. Mahvolan manevi kıymetlerin maattessüf (ne yazık ki) tamiri imkansızdır. Şu kadar ki, 25 senedir kazandığımız muvaffakiyetlerin hatıralarını kalbimizde daha büyük bir vecd (heyecan) içinde yaşatmak, bu hatıraları Fenerbahçe gençliğine kitap halinde hediye etmek gene mümkündür. Hatta ilk vazifelerimizden biridir. Kupalarımız, bayraklarımız yanmıştır. Fakat yüreğimizdeki hatıralar canlılığını kaybetmeyecektir. Başta Ulu Gazimiz olmak üzere; kulübümüzün mesaisini takdir eden kıymetli yazıları taşıyan hatıra defterimiz kül olmuştur. Fakat bizim emeklerimizi takdir etmiş olan büyük şeflerimiz, memleketini seven memleketin idealine candan bağlı, çalışkan, tesanüt (dayanışma) ve muhabbet(sevgi) çerçevesi içinde Türk gençliğini gene himaye edeceklerdir. Hayatın mütemadi bir mücadele olduğunu, mücadelesiz, ızdırapsız, elemsiz, hayatta gerek ferd ve gerek millet itibariyle muvaffak olmak imkanı olmayacağını Türk gençliğine hatırlatan Büyük Gazinin nasihatleri bu elemli günlerimizde, bizim için en büyük teselli ve kuvvet membaı olacaktır. Fenerbahçelileri, kulübümüzün maruz kaldığı felaket nispetinde büyük olan vazifeye davet ediyoruz. “





Felaketin hemen ertesi günü Türkiye’nin o zamanki en büyük gazetesi “Cumhuriyet” ve ardından da “Milliyet” gazetelerinin “Fenerbahçe’ye Yardım” ismi altında başlattıkları kampanyalara teberruda bulunmak üzere bütün memleket adeta yarışa giriyor, yeni kulüp binası inşası ve beraberinde de kulüp sahasının satın alınmasına katkı amacıyla yapılan ilk bağışı ise, 19 Haziran 1932 tarihinde İş Bankası eliyle 500 TL. göndermek suretiyle yine Atatürk yapıyordu. Aynı amaçla tertiplenen 14 Temmuz 1933 keşideli Fenerbahçe Eşya Piyangosu’ndan elde edilen 17 bin TL. hasılat da, yine bu ilk tahta stadımızın yapılmasında kullanılıyordu.







Bu yangında kül olduğu zannedilen ve içinde kulüp ile ilgili 1914 senesinden itibaren tutulmuş şeref kayıtlarını içeren meşhur maroken kaplı hatıra defteri ise, 7 Nisan 1944 tarihinde, onu enkaz arasında bularak alan ve saklayan meçhul bir şahıs tarafından, kulübümüz üyesi (merhum) Gazeteci Kenan Onan Bey’in Vatan Matbaası’ndaki masasının üzerine, 12 yıl sonra tekrar Fenerbahçe Kulübü’ne iade edilmek üzere bırakılıyor ve böylece Atatürk’ün “kulübümüze o meşhur ithafının” da içinde bulunduğu bu büyük hazineye, önce tarihimiz ve sonra da kulüp müzemiz yıllar sonra tekrar kavuşuyordu.

Stat mülkiyetine sahip ilk spor kulübü; Fenerbahçe

1923 senesinde Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın kurulmasıyla Türk sporuna yeni bir yön veriliyor, bu tarihten sonra ise Fenerbahçe’de büyük bir kalkınma görülüyordu. O, teknik üstünlüğü sayesinde Orta Avrupa futbolunun Türkiye’deki temsilcisi haline geliyor, yıllar yılı hep milli takımın belkemiği olarak da Türkiye’nin en sevilen kulübü oluyordu.





İlk adı “Silahtar Ağa Sahası” iken, sonraları “Papazın Çayırı”, “Union Kulüp Sahası”, ”İttihat Spor Sahası” ve nihayet 25 Ekim 1929 tarihinde de(*29) “Fenerbahçe Stadı” ismini alan 36 dönümlük stat mahallimiz, 6 Temmuz 1932 tarihinde 500 TL’sinin Atamızın verdiği 9000 TL. karşılığında (1000 Reşat Altını) satın alınıyor ve böylece yurtta stat mülkiyetine sahip ilk kulüp olmak şerefi de yine Fenerbahçe Spor Kulübü’ne ait oluyordu. Hem de öyle ki; Türk gençliğinin üzerinde spor yaptığı ilk stadı olmasının yanı sıra, Büyük Kurtarıcımızın bizzat kendileri tarafından büstleri ile şereflenmesine müsaade ettikleri yegane stat da olarak.

Son

Fenerbahçe Spor Kulübü’müz, bugün yalnız İstanbul’un değil, tüm yurtta milyonlarca taraftarı bulunan ve yüz yıla yakın bir süredir hemen tüm spor dallarında Türk sporuna öncülük ettiği için büyük sıfatını yerden göğe kadar kazanmış bir kulübümüzdür. O, zaman zaman şampiyonlukları elden kaçırsa da, zaman zaman mazisini aratır bir görüntüde kalsa da, yıllarca tarihe tırnaklarıyla kazıdığı büyüklüğünden hiç bir şey yitirmeyecektir.





Evet, taa en başta, 1900’lerdeki kuruluş yıllarını anlatırken söze nasıl mı başlamıştık? ; “... Ve de Kadıköy, o dönemlerde en güzel semti olan Fenerbahçe’sinin bağrından çıkaracağı takımını, önce yakınlara, sonra da yarınlara armağan edeceği günleri bekliyordu gayri...”

Gayri, şimdi de sözün sonundayız; “ Ve de İstanbul, deniz üzerindeki siluetini uzaklardan perde perde koya yaklaştırırken, Fenerbahçe Burnu’nda yankılanan bir beyaz ince uzun fener, yıllar boyu Türk sporuna sembol olmanın gurur yorgunluğu içinde, Adalar’a, Marmara’ya, daha uzaklara, daha da öte uzak yıllara doğru, aynı inançla, aynı coşkuyla ışığını hep saçacaktır ”.

Yüz yıldan beri önce onun hakkında söylendi, önce onun hakkında yazıldı, önce ona sevdalanıldı. Daha da nice yüzlerce yıl söyleneceği, yazılacağı, sevdalanılacağı gibi....


KADROLARIMIZ

1965-1966 Yıllarındaki Kadrosu

Hazım - Ali - Şükrü - Bülent - Şeref - Ercan - Özer - Osman - Ogün - Yaşar - Ziya - Haldun - A.İhsan - Aydın - Birol - Varol - Şenol

1966-1967 Yıllarındaki Kadrosu

Hazım - Radoviç - Ali - Özcan - Şükrü - Numan - Tezer - Cengiz - Şeref - Özer - Ercan - Yılmaz - Ali İhsan - Osman - Yaşar - Abdullah - Birol - Canel - Selim - Canan - Lemiç - Nedim - Ogün - Ziya

1967-1968 Yıllarındaki Kadrosu

Yavuz - Şükrü - Levent - Şeref - Ercan - Yılmaz - Ogün - Fuat - Abdullah - Can - Yaşar - Hazım - Numan - Özcan - Selim - Raşit - Ziya - Nedim - Birol - Yakup - Erdinç - Özer - Serkan -

1968-1969 Yıllarındaki Kadrosu

Rasim - K.Yavuz - Levent - Ümran - Yılmaz - Nunweiller - Serkan - Cenap - Can - Selim - Erdinç - Raşit - Nedim - Birol - Ogün - Yaşar - Fuat - Ercan - Ziya - Ali - Özcan - Şeref - Rüçhan - Şükrü - Numan - Abdullah - Salim

1969-1970 Yıllarındaki Kadrosu

Yavuz - Datçu - Şükrü - Levent - Numan - Nunweiler - Ercan - Yılmaz - Yaşar - Fuat - Abdullah - Ogün - Zeki - Can - Salim - Serkan - Ümran - Selim - Ziya

1970-1971 Yıllarındaki Kadrosu

Yavuz - Datçu - Ercan - Serkan - Levent - Fuat - Ziya - Nedim - Yaşar - Zeki - Bülent - Bünyamin - Çetin - Rasim - Tacettin - Sabaheddin - Selim - Numan - Ogün - Ümran - Turgay - Sasu - Yılmaz

1971-1972 Yıllarındaki Kadrosu

Datcu - Yavuz - Niyazi - Şükrü - Ercan - Yılmaz - Timuçin - Levent - Fuat - Ziya - Cevher - Serkan - Osman - Canan - Bülent - Yaşar ( 1 ) - Ersoy - Cezmi - Yaşar ( 2 ) - Nedim - Ostojiç - Tacettin - Turgay - Muharrem - Salim - Önder - Numan - Kamil - Rasim - Gafur - Çetin

1972-1973 Yıllarındaki Kadrosu

Datcu - Şükrü - Yılmaz - Levent - Serkan - Ercan - Ostojiç - Nedim - Necati - Osman - Muharrem - Yavuz - Canan - Ersoy - Niyazi - Cevher - Rasim - Çetin - Önder - Necati - Gaffur - Timuçin - Ender - Ziya - Fuat - Yaşar - Çoşkun - Cemil

1973-1974 Yıllarındaki Kadrosu

Datcu - Adil - Timuçin - Yılmaz - Ziya - Alpaslan - Ersoy - İbrahim - Selaheddin - Mustafa - Osman - Cemil - Ender - Niyazi - Şükrü - Ercan - Haluk - Cevher - Serkan - İhsan - Turgay - Cumhur - Kamil - Turan - Önder

1974-1975 Yıllarındaki Kadrosu

Yavuz - Adil - Yılmaz - Alpaslan - Ziya - Serkan - Rüçhan - Zafer - Eyüp - Aydın - Abdullah - Ender - Yalkın - Mustafa - İbrahim - Osman - Selaheddin - Cemil - Onur - Emin - Ersoy

1975-1976 Yıllarındaki Kadrosu

Yavuz - Adil - Ender - Sabahaddin - Yılmaz - Nevruz - Emin - Alpaslan - Serkan - Raşit - Yenal - Zafer - Engin - Selahettin - Aydın - Engin - Osman - Ömer - Cemil - Ender - Ziya

1976-1977 Yıllarındaki Kadrosu

Adil - Yavuz - Cem - Nevruz - Yenal - Alpaslan - Ersoy - Engin - Ender - Ömer - Atilla - Zafer - Cemil - Aydın - Emin - Sabaheddin - Serkan - Bülent - Erdoğan - Önder - Yavuz ( 2 ) - Niyazi


STADYUMUMUZUN TARİHÇESİ

FENERBAHÇE ŞÜKRÜ SARACOĞLU STADYUMU

Bugün Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu olarak anılan yerin daha önce, "Papazın Çayırı" ismiyle yıllarca futbol karşılaşmalarına evsahipliği yaptığını bir çok futbolsever çok iyi bilmektedir. Yılların Papazın Çayırı’nın, bir futbol arenası olması, Türk futbolunun adeta mabedi olması, Fenerbahçe’nin şanlı tarihine yeni bir sayfa ekleyip onun dünya kulübü olma yolunda emin adımlarla ilerlediğinin en önemli göstergesidir. İşte bu yüzden Fenerbahçeye gönül verenler Şükrü Saracoglu Stadı’na gururla bakmaktadırlar.
Dilerseniz; bugün rakiplerinin korkulu rüyası haline gelen, taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanan Şükrü Saracoglu Stadyumu’nun tarihi ve bugüne kadar geçirdiği evrelerle sizi başbaşa bırakalım...

1908

1908 yılı temmuzunda, Şehremini Operatör Cemil Topuzlu hürriyet kahramanlarına yardım amacıyla verdiği davetin konukları arasında geleceğin Fenerbahçe Başkanı Ziya Songülen ile Maruf Rıfat Beyi aramaktadır. O dönemde yurdumuzda futbolu ilk oynayan ailelerden Reji Whittall’in, İstanbul’a bir futbol sahası yapılması gerekliliği yönündeki konuşmasının ardından hemen bir gün sonra, bu kişiler, Fenerbahçe Başkanı Ziya Songülen, birkaç İngiliz ve maruf Rıfat Bey’le bir toplantı yaparak, saha için en uygun yerin, Hazine’ye ait olan bu çayır olduğuna karar verirler.

Başkatip Cevat aracılığıyla konu, Osmanlı Sultanı II. Abdülhamit’e götürülecektir. Teklifi önce kabul etmeyen sultan daha sonra yıllığı 30 altın kira karşılığında Union Club ile 20 yıllık bir sözleşme yapılmasına karar verir. 3.000 altına mal olan, çayırın tahta perdeyle çevrilmesi ve bir lokal inşaatı sonrasında saha, futbol karşılaşmalarını izleyen kışa kadar hazır hale getirilecektir.

1915

Ancak futbola olan ilginin azlığı, kiranın karşılanamamasına neden oluyordu. Saha 1909 yılında bir yıllığına Fenerbahçe Kulübü’ne kiralandı. Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi üzerine İngilizler düşman konumuna geçtiler. Dolayısıyla Union Club ile ilgilenmediler. Türk hissedarların da dağılması üzerine sahipsiz kalan Union Club’a, 1915 yılında Kara Kemal tarafından el konuldu ve ismi İttihat Spor Kulübü olarak değiştirildi.

Basri Bay isimli bir kişinin işletmeciliğine bırakılan, yeni ismiyle İttihat Spor Sahası, İstanbul’un işgal devri ortalarına kadar tüm sportif faaliyetlerin yeri oldu. 1922 yılında sahanın işletmesi, Basri Bey’in vekili olan Emin Bey’e geçti. Bu kişi de bilinmeyen bir nedenle sahanın işletmesini, Ali Sami, Cevdet ve Tevfik Bey’lerden oluşan bir heyete bıraktı.

1929

Taksim Stadı’nın inşaatı ile birlikte, kendi haline bırakılan saha, 1929 yılında Fenerbahçe tarafından kiralandı ve 25 Ekim 1929 tarihinde yapılan bir spor bayramı ile tekrar hizmete sunuldu. Aynı gün ismi Fenerbahçe Stadı olarak değiştirildi. Bu tarihten itibaren gelişmeler de başladı.

30 Eylül 1931 tarihinde yapılan inşaatla stadın dışarısıyla ilişkisi kesildi. Yapılan birçok değişiklik sonrasında 13 Mayıs 1932 tarihinde, Vali Muhittin Üstündağ’ın katıldığı törenle, Fenerbahçe Stadı’nın açılışı yapıldı. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Kuşdili’nde bulunan lokalinin yanması sonrasında, kiracısı olduğu stadı satın almaya karar vermesi, bugünlerde Maraton tribünün yıkılmaya başlandığı ve kapasitesinin yakın bir gelecekte 52.000 kişiye çıkacağı modern stadyumun temel taşlarını oluşturmuştur.

Ülkenin en önemli kulübü olan Fenerbahçe’nin yangın nedeniyle düştüğü bu kötü durum, devlet yöneticilerini de üzmüş ve onları Fenerbahçe’ye yardım etme konusunda ikna etmiştir.

Şükrü Saracoğlu’nun ve Kemal Onan’ın da üstün gayretleriyle, 36.000 metrekarelik bu alan ve içinde bulunan bina, 27 Mayıs 1933 tarihinde, 9.000 TL bedeli 10 ayda ödenmek kaydıyla Fenerbahçe Spor Kulübü’nün malı oldu. Bununla birlikte Fenerbahçe Türkiye’de stat mülkiyetine sahip ilk kulüp olma özelliğini kazandı. Bu gurur verici ünvan aynı zamanda bazı sorumluluklar da getiriyordu beraberinde. Sorumluluklarının bilincinde olan Fenerbahçe, 14 Temmuz 1933 tarihinde yapılan bir eşya piyangosundan elde edilen 17.000 liralık geliri Fenerbahçe Stadı’na harcadı.

Aynı yıl törenlerle yapılan açılışta, ikinci başkan Celal Bey şunları söylüyordu :

"Muhterem hanımefendiler, beyefendiler. Üç senedir yeni bir hamlede ve başarılmış yeni bir işle huzurunuza çıkıyoruz. Üç senelik dar ve kısa bir zamana sıkıştırılmış olan bu işler şunlardır.

25 senelik, canlı ve muvaffakiyetli bir hayatın hatıralarını taşıyan eski kulüp binası, kaderin hain ve kötü bir tamahına kurban olarak yandı. Simsiyah bir gecenin sabahı kendimizi simsiyah bir kömür yığını karşısında bulduk. Elimizde Fenerbahçe isminden başka hiç bir sey kalmamıştı. Yangından çok az zaman evvel fakir bir kiracı olarak girdiğimiz bugünkü Fenerbahçe stadına elimizde kalan enkaz ile sığındık. Bu sene Fenerbahçe 26. yıl dönümünü kutlarken yeni ve büyük bir mazhariyete erdi.

Gazi hazretleri gençliğe ve Fenerbahçe’ye büyük ve kıymet biçilmez bir iltifatta bulundular. Heykellerinin Fenerbahçe stadına dikilmesine müsaade ettiler. Bütün Fenerbahçeliler aczimizle, bu aczi mutlakla buna nasıl teşekkür edeceğimizi bilmiyoruz. Bu heykelle bu saha yıkılmaz ve dağılmaz bir kütle haline gelmiştir. Bu topluluk, bütünlük ve birlik aynı zamanda bütün memleketin bir sembolüdür de. Bu heykel burada azmin ve tesanütün ve disiplinin bir resmi olarak yükseliyor. Bu heykele bakanın kalbi temiz ve yeni bir hamle ile çarpar. Bu heykele bakan bozguncu ve serkeş olamaz bu heykele bakanın kalbi yenilmez ve yenilemez."

İzleyen tarihlerde, 25’er metrelik 2 kapalı tribün 50’şer metreye uzatıldı. Lokal olarak kullanılan binanın çatısı yenilendi. Büfe, soyunma odaları ve duşlar eklendi. Bu sırada ödeme zorluğuna düşülünce, stat gelirlerine maliyece haciz konuldu.

Futbola İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra artan ilgi, İstanbul’a bir büyük stat daha yapılmasını gerektirdi. Bu bağlamda bugün Beşiktas İnönü Stadyumu adındaki Mithat Paşa Stadı’nın yapımına başlandı.

1947

Aynı dönemde Fenerbahçe de kendi stadının büyütülmesi ihtiyacını hissetti. Devletten istenen mali yardıma, stadın mülkiyetinin Fenerbahçe’de olduğu yanıtı geldi. Bir sonuç alınamaması üzerine Fenerbahçe, bir eşya piyangosu daha düzenledi. 300.000 adet olan ve 1 liradan satılan biletler 22 Ekim 1947 tarihinde satışa çıkarıldı. Ancak çeşitli sorunlar yaşandı ve yalnızca 150.000 bilet satılabildi. Buradan elde edilen gelir ise 85.000 lira oldu.

İzleyen günlerde, beton tribünün harcı Vali Lütfü Kırdar tarafından atılmış ve vali kulübe belediye bütçesinden 50.000 lira yardım vaat etmiştir. Stadın kuzey kısmında 27 basamaklı ve yelpaze şeklindeki ilk beton tribün, Amaç İnşaat Şirketi tarafından 3 ayda tamamlandı. Bu inşaat 70.000 liraya mal oldu. Bu süre içinde yardım sözü, arttırılarak tekrarlanıyordu.

İlk tribünün inşaatı bitiminde, tesisatı kaldırmadan doğu tarafına geçilmek istendi. Ancak kulübün bunun için parası yoktu. Sözü verilen yardımlar istendi ancak sonuçsuz kaldı. Bunun üzerine Fenerbahçe Spor Kulübü, sahayı ipotek ederek Yapı ve Kredi Bankası’ndan 100.000 lira temin etti.

1948

Proje 15 yerine 30 basamaklı bir tribün için değiştirildi. Bu nedenle doğan 70.000 liralık fiyat farkı (130.000 yerine 200.000 lira), belirsiz bir zamanda tahsil edilmek suretiyle Amaç İnşaat Şirketi tarafından üstlenildi. İnşaat yapılacak kısımdaki 5 basamaklı ahşap tribün söküldü ve 6 Ağustos 1948 tarihinde temel atıldı. İnşaat 6 ay sürdü ve bitirilen tribünlerin açılışı Vali Lütfü Kırdar tarafından 13 Şubat 1949 tarihinde yapılmıştır.

Yeni Fenerbahçe Stadı 25.000 kapasiteli modern bir stattı ve aynı dönemde Türkiye’deki en yüksek kapasiteli stat olmuştu. Ankara 19 Mayıs Stadı 12.000, Mithat Paşa Stadı ise 15.000 kişilik kapasiteye sahipti. Vaat edilip alınamayan yardımlar, bankaya ve Amaç İnşaat Şirketi’ne olan borçlar, kulüp yöneticilerini kara kara düşündürüyordu. 1950 yılına 180.000 lira borçla girildi. Oysa kulübün bütçesi zaten 160.000 liraydı.

1950

17 Haziran 1950 tarihinde Fenerbahçe, Milli Küme Şampiyonu sıfatıyla, Türkiye Birincisi Göztepe’yle Başbakanlık Kupası maçı için Ankara’da bulunuyordu. Dönemin genel kaptanı Rüştü Dağlaroğlu, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a, içinde bulundukları mali sıkıntıdan bahsetmiş ve yardım sözü almıştı. Ancak yardım sözü yine havada kaldı. Borç bir türlü ödenemiyordu.

Yapı ve Kredi Bankası’na olan borç 77.000 liraya indirildiğinde, bankanın alacağının tahsili için İstanbul 2. İcra Dairesi’nin 17 Ocak 1951 tarih ve 255 sayılı ihbarnamesiyle, 760.000 lira biçtiği Fenerbahçe Stadı’nı satışa çıkarması, stadın kapısına "satılık" ilanı astırması, yönetim kurulunu çok zor bir durumda bırakmıştı.

1952

1951 yılında Rüştü Dağlaroğlu, Beden Terbiyesi Genel Müdürlügü’ne yaptığı bir başvuruyla, 25.000 lira yardım istedi. Bu isteğini belirten dilekçede, vaat edilip yerine getirilmeyen yardımlardan, Fenerbahçe Stadı’nın Türkiye’nin en büyük stadı olmasından bahsedilmişti. Bu etkili başvuru sonucunda Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü, istenen 25.000 liralik yardımı doğrudan Yapı ve Kredi Bankası’na yatırmış, bankayla kalan borç için anlaşma sağlanmış ve borç 28 Haziran 1952 tarihinde kapatılmıştır.

1982

19 Eylül 1982 tarihinde Altay maçıyla açılan stadımızın kapasitesini arttıracak proje, Aziz Yıldırım’ın başkanlığı süresinde yaptırıldı. Bu projeye göre numaralı, maraton ve açık tribünler yıkılarak yeniden yapılacaktı. Yıllardır önlerine gelen sütun nedeniyle maç seyretmekte sıkıntı çekilmekteydi.

Yeni projeye göre stadın tamamının üstü kapatılacak ancak sütun yerine, tribünleri birleştiren yerlere 4 adet kule dikilecek ve çatı bu kuleler üzerine oturtulacaktı. Yapılması planlanan stadyum, bir futbol stadyumu olarak tasarlanmıştı. Üstünün tamamen kapanması ve futbol sahasının etrafındaki koşu pistinin kaldırılması sayesinde akustik düzelecekti. 1999-2000 sezonunda ilk olarak Yeni Açık diye adlandırılan, Kurbağalıdere tarafındaki tribünün yıkımıyla inşaat başladı.

2000- 2001

Bu tribünün yıkılmasından sonra yönetim, yapım için sponsor arayışına girdi. Migros’la yapılan anlaşmaya göre tribün bu firma tarafından yaptırılacak, yapılacak binanın alt katında açılacak mağaza Migros tarafından işletilecek ancak satışlardan belli bir pay da Fenerbahçe Spor Kulübü’ne aktarılacaktı. 1999-2000 sezonunda inşaatı başlayan tribün inşaatı, liglerin tatile girmesiyle hızlandı ve 2000-01 sezonunda Fenerbahçe’nin evinde oynadığı ilk maç olan İstanbulspor maçına yetiştirildi. Stat kapasitesi bu maçta 30.000 kişiye yükselmişti.

Aynı sezon içinde diğer tribünün de yıkılma işlemi başladı. Bu sefer sponsor olarak Telsim ile anlaşıldı. Buna göre, inşaat Mayıs ayına kadar bitirilecek, giriş ve birinci kattaki mağazaların kullanım hakkı 8 yıllığına Telsim’e verilecekti. Bu süre bitiminde ise Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetimi bu binaya taşınacaktı. İnşaat hızlı bir şekilde tamamlanarak 6 Mayıs 2001 tarihinde Galatasaray’la oynanan lig maçına yetiştirildi. Bu karşılaşmada İstanbul seyirci ve hasılat rekoru kırıldı. Ancak kulübümüz idari binası bu bölüme taşınmadı.

Yeni projeye göre stadin tamamının üstü kapatılacak sütun yerine, tribünleri birleştiren yerlere 4 adet kule dikilecek ve çatı bu kuleler üzerine oturtulacaktı. Üstünün tamamen kapanması ve futbol sahasının etrafındaki koşu pistinin kaldırılması sayesinde akustik düzelecek ve inanilmaz bir atmosfer sağlancaktı.

1999-2000 sezonunda başlayan Stad inşaatında, Maraton, Migros ve okul tribünleri bitirildi. Sadece Numaralı tribün daha yenilenmemişti.

2002-2003 sezonun ilk yarısında kale arkalarında tribünlerin üstü kapatıldı. Numaralı tribünün yıkımı ve yeniden inşaa edilmesi ertelendi. 2005 Yılının Mart ayına kadar numaralı diye tabir ettiğimiz tribün ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmazken Mart ayı içersinde numaralı tribün süratle yıkılarak yerine 8-9 ay gibi kısa sürede yeni tribün imalatı yapıldı. Ve bu yeni tribünün ismi Fenerium Tribünü oldu. Bugün bütün bölümleri ile Fenerbahçe taraftarının yanısıra milli maçlarımıza da hizmet veren Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu sadece takımımızın değil Ülkemizin gurur kaynağı olarak dünya stadyumları arasında yerini aldı.



İLKLER


1. Cemiyetler kanununa göre kuruluşu resmen tescil olunan ilk Türk spor kulübüdür.

2. 1967 yılında Balkan Kupası'nı alarak Türk futbol tarihinde, uluslararası resmi bir organizasyonda şampiyon olan ilk Türk Spor Kulübü olmuştur. (1966-1967 Balkan Kupası Şampiyonu Fenerbahçe)

3. Kupa Galipleri Kupası'nda Çeyrek Final oynayan ilk Türk takımıdır. (1963-64 Kupa Galipleri Kupası)

4. 1996-1997 sezonunda ilk kez katıldığı Şampiyonlar Ligi'nde, kendi sahasında 40 yıl boyunca (56 maç) yenilmeyen İngiliz takımı Manchester United'i deplasmanda Boliç'in 78. dakikada attığı golle yenmiştir.

5. Kupa Galipleri Kupası'na katılan ilk Türk takımıdır.

6. UEFA Kupası'na katılan ilk Türk takımıdır.

7. Balkan Kupası'na katılan ilk Türk takımıdır.

8. Avrupa Kupalarında deplasman galibiyeti alan ilk Türk takımıdır. (ŞKK 1959-60 / Csepel SC 2-3 Fenerbahçe)

9. Avrupa Kupalarında maç yaparak tur atlayan ilk Türk takımıdır. (1959-60 Şampiyon Kulüpler Kupası)

10. Türkiye Profesyonel 1. Futbol Ligi'nde ilk şampiyonluğu yaşayan takımdır.

11. Milli Küme'de ilk şampiyonluğu yaşayan takımdır.

12. Donanma Kupası'nı ilk kazanan takımdır.

13. İstanbul Şildi'nde ilk şampiyonluğa ulaşan takımdır.

14. Süper Lig'de bir sezon boyunca kendi evindeki bütün maçları kazanan ilk takım olmuştur. (2000-2001 sezonu / 17 galibiyet)

15. Fenerbahçe ebedi puan cetvelinde 1000 gol ve 2000 gol barajına ulaşan ilk takımdır.

16. 15 Mart 1959 yılında Türkiye 1. Ligindeki ilk penaltıyı Fenerbahçeli Lefter Küçükandonyadis atmıştır. (Beykozspor 1 - 2 Fenerbahçe)

17. Türk Futbol Federasyonu'nun "Altın Şeref Madalyası"nı alan ilk futbolcu Fenerbahçeli Lefter Küçükandonyadis'dir.

18. Bir milli maçta en çok gol atan ilk futbolcu unvanını Fenerbahçeli Zeki Rıza Sporel elde etmiştir. (1924 yılında Fillandiya'yı 4-2 yendiğimiz maçın tüm gollerini atmıştır.)

19. Fenerbahçeli Can Bartu Türk milli takımı formasını hem basketbol hem de futbol dallarında giyen ilk ve tek sporcudur.

20. Türk futbol tarihinde Fenerbahçeli Mehmet Aurelio milli takımda forma giyen ilk ve tek Brezilya asıllı Türk futbolcudur.

21. İlk plonjonu yapan kalecinin mensup olduğu takımdır.

22. Bir futbolcusu için jübile düzenleyen ilk kulübümüzdür. (Lefter Küçükandonyadis - 1964)

23. Bir futbolcusu Dünya Karmasında oynayan ilk kulübümüzdür. (İsa Ertürk)

24. Bir spor dalında ülkemizi ilk kez takım halinde temsil eden kulübümüzdür. (1930 Balkan Tenis Şampiyonası)

25. Uluslararası yarışmalarda birinci gelen ilk Türk kürekçin mensup olduğu kulüptür. (Tonguç Türsan, 1954)

26. Basketbolda 1956 yılında yapılan Gençler Türkiye Şampiyonası'nda birinciliği ilk Fenerbahçe kazandı.

27. Basketbolda Türkiye Kupasını alan ilk takım Fenerbahçe'dir. (1966-67)

28. Basketbolda Avrupa Kupalarında bir sezonda hem erkek hem bayan takımı birden Final Four oynama başarısını gösteren ilk ve tek Avrupa kulübü Fenerbahçe'dir.

29. Basketbolda Avrupa Kupalarında maç yapan ilk kulüptür

30. Stat mülkiyetine sahip ilk spor kulübüdür.

31. Türkiye'de kulüpler bazında, UEFA'nın 5 yıldızlı stadyumları arasında yer alan ilk ve tek stadyum Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'dur.

32. Türkiye'de ilk defa stadyumunda elektronik skorbord kullanan kulüptür.

33. Türkiye'de ilk defa stadyumunda elektronik reklam panosu kullanan kulüptür.

34. Türkiye'de atılan gollerden sonra golü atan futbolcunun isminin stadyumda anons edildiği ilk futbol takımıdır.

35. Tarihi Spor Müzesi olan ilk ve tek spor kulübüdür.(Bu müze mumyalarla sahnelenen bölümleriyle, diğer spor kulüplerinin müzelerine göre dünyada bir ilk olma özelliğine sahiptir.)

36. Türkiye'nin ilk spor kulübü kanalı FB TV kurulmuştur.

37. Türkiye'nin adına radyo kurulan ilk spor kulübüdür. (Fenerbahçe FM daha sonra satılarak Radyo 99 olmuştur.)

38. Türkiye'de tüm ticari faaliyetlerini bir CEO'ya bağlı olarak düzenleyen ilk kulüptür.

39. Dünyada ve Türkiye'de, ilk kez taraftarının özel günü Dünya Fenerbahçeliler Günü olan tek spor kulübüdür.

40. Türkiye'nin internette Fenerbahçe ile ilgili sitesi bulunan ilk spor kulübüdür.

41. Türkiye'de ilk defa çift taraflı formayı kuruluşunun 100. yılında Fenerbahçe Spor Kulübü yapmıştır.

42. Türkiye'de gazete çıkaran ilk ve tek kulüptür. (Fenerbahçe Gazetesi)



ENLER


1. Fenerbahçe, Türkiye'de kurulmuş kulüplerin içinde, kuruluş amaçlarında, "vatanın korunması" maddesini ilke olarak kuruluş tüzüğüne almış olan tek spor kulübüdür. Kulübün ilk kuruluş tüzüğü, Ağustos 2005'de Fenerbahçe Müze Kurulu Başkanı Dr. R. Sertaç Kayserilioğlu tarafından eski bir sahaf dükkanında bulundu. 1913 yılında Osmanlıca olarak yazılmış orijinalinde yapılan ilk araştırmalarda, kulübün kuruluş amacının belirtildiği tüzüğün ikinci maddesinde, "Fenerbahçe Kulübü'nün kuruluş amacı; vatan gençlerini, vatanın korunmasına ve askeri seferberliklere hazırlamaktır." yazısının yer aldığı belirtildi.

2. Atatürk'ün, stadına büstünün konmasına izin verdiği tek spor kulübümüzdür.

3. Türkiye'nin işgal yıllarında düşman takımlarıyla 50 maç yapan, bunların 41'inde galip gelip, 4'ünde berabere kalan ve Anadolu'da cephede savaşan askerlerimize ve Türk halkına moral veren tek takım Fenerbahçe'dir.

4. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda, işgalcilere karşı hem cephede hem de sahada mücadele veren ve 1923 yılında düzenlenen General Harrington Kupası maçında İngiliz karmasını yenerek kupayı alan ve İngilizleri İstanbul'dan eli boş yollayan tek Türk takımı Fenerbahçe'dir.

5. Fenerbahçe tarihinde 84 kez resmi lig ve kupa şampiyonu olup en çok şampiyon olan takımdır.

6. Fenerbahçe resmi olan ve resmi olmayan kupalarda Türkiye'de en fazla kupaya sahip olan takımdır. (Futbol: 126 kupa)

7. Fenerbahçe Türk Futbol Federasyonu'nun kuruluş tarihinden bu yana yapılan resmi şampiyonalarda en fazla şampiyon olan takımdır. (1923'den bu yana)

8. Fenerbahçe ayrıca tüm sporların toplam kupalarında da Türkiye'de en fazla kupaya sahip olan kulüptür.

9. Fenerbahçe İstanbul Şildi için düzenlenen turnuvalarda en çok şampiyon(4) olup şildin nihai sahibi olmaya hak kazanan tek takımdır.

10. Fenerbahçe Donanma Kupası'nı en çok kazanan takımdır.(4)

11. Fenerbahçe Milli Küme'de en çok şampiyon olan takımdır.(6)

12. Fenerbahçe Başbakanlık Kupası'nı en çok kazanan takımdır.(8)

13. Fenerbahçe Atatürk Kupası'nı en çok kazanan takımdır.(2)

14. Fenerbahçe Türkiye Futbol Birinciliği'nde en çok şampiyon olan takımdır.(3)

15. Fenerbahçe İstanbul Futbol Ligi'nde en çok şampiyon olan takımdır.(16)

16. Fenerbahçe İstanbul Futbol Ligi'nde bir maçta en çok gol atan takımdır.(1930-31 Fenerbahçe:16 - 0: Anadolu)

17. Fenerbahçe bir sezonda en çok kupa kazanan takımdır.1967-1968 yılında tam 5 kupa birden kazanarak ulaşılması güç bir rekor kırdı.(Lig Şampiyonluğu, Türkiye Kupası, Cumhurbaşkanlığı Kupası, Spor-Toto Kupası ve Balkan Kupası)

18. Bir kulüp başkanının döneminde futbolda en çok kupa kazanan takımdır. (Şükrü Saracoğlu : 21 kupa)

19. Fenerbahçe bir sezonda en az gol yiyerek şampiyon olan takımdır.1922-1923 sezonunda hiç gol yemeden şampiyon olup bir DÜNYA REKORU kırdı.

20. Fenerbahçe ayrıca 1969-1970 sezonunda 30 maçta kalesinde sadece 6 gol görerek, en az gol yiyen tek takım oldu. Maç başına 0.2 gol yiyen Rumen Datcu da muhteşem bir performans göstererek, Türk futbol tarihine ismini yazdırdı.

21. Fenerbahçe 1988-1989 Sezonunda Rakip Kalelere 36 maçta tam 103 gol göndererek Türk futbol tarihinde bir sezonda en fazla gol atan takım unvanına sahip oldu.

22. Fenerbahçe tüm zamanların en çok lidelik koltuğuna oturan takımı.

23. 1988-1989 sezonunda 36 maçta, elde ettiği 29 galibiyet, 6 beraberlik ve 1 mağlubiyet ile %88.8 başarı ortalaması yakalayarak en iyi performansa sahip takım olmuştur.

24. Fenerbahçe 48 sezonun 15'inde ligin en az gol yiyen takımı oldu.(GS:12 BJK:12)

25. Fenerbahçe 48 sezonun 19'unda ligin en fazla gol atan takımı oldu.(GS:16 BJK:6)

26. Fenerbahçe 48 sezonun 22'sinde ligin en az yenilen takımı oldu.(GS:16 BJK:12)

27. 2005-2006 sezonunda Türkiye Liginde en iyi ilk yarı performansına sahip takımdır.(18 takımlı liglerde-14 galibiyet ve 3 beraberlikle başarı ortalaması: %91,2)

28. Fenerbahçe 1988-89 sezonda +75 averajıyla en iyi averaja sahip olan takımdır.

29. Fenerbahçe ligde bir sezonda en fazla puan toplayarak şampiyon olan takımdır.(1988-1989 sezonunda 36 maçta 93 puana sahip olmuştur. Puan Ortalaması:2,58)

30. Fenerbahçe ligde en çok ilk ikiye girerek şampiyonluk mücadelesi veren takımdır.(FB:31,GS:25,BJK:23,TS:13)

31. Fenerbahçe dört büyükler içerisinde en az şampiyonluk hasreti çeken tek takımdır.(6 sezon)

32. Kazandığı toplam kupalarda kendinden sonra gelen Galatasaray'ı en çok yenen ve Galatasaray'a en çok gol atan takımdır.
33. Ligde bir maçta en çok penaltı atan takımdır. (1986-87 sezonunda Fenerbahçe-Eskişehirspor maçında Fenerbahçe 4 gol atmıştır.)

34. Ligde bir maçta en çok penaltı atan futbolcuya sahiptir. (1986-87 sezonunda Fenerbahçeli Zafer Tüzün, Eskişehirspor'a karşı 4 atışı da gole çevirdi.)

35. Futbolcusu bir maçta en çok gol atan takımdır. (Tanju Çolak, 6 gol, Fenerbahçe - Karşıyaka: 7-1, 1992-1993 sezonu, 14.hafta)

36. Fenerbahçeli Tuncay Şanlı Manchester United takımına bir maçta 3 gol atan tek oyuncu olmanın yanında, Şampiyonlar Ligi'nde 1 maçta en çok gol atan Türk oyuncu olarak tarihe geçmiştir.

37. Fenerbahçe milli takıma en çok kaptan veren takımdır.(166 kere)

38. Fenerbahçe en çok milli olan futbolcuya sahip takımdır. (Rüştü Reçber)

39. Fenerbahçeli Rüştü Reçber, UEFA’nın düzenlediği “2002 yılının en iyileri” anketinde, 2002 yılının en iyi kalecisi seçildi.

40. Aynı sezon A, B ve Genç Takımı yenilgisiz 3 İstanbul Şampiyonluğu birden kazanan tek kulübümüzdür. (1932-1933 Sezonu)

41. Bir futbolcusu, yabancı bir milli takımı çalıştıran tek kulübümüzdür. (Koço Negroponti, Yunanistan)

42. Atletizm'de uluslararası yarışmalar düzenleyen tek kulübümüzdür.

43. Atletizm'de takım halinde yurtdışına çıkan tek kulübümüzdür. (Atina, 1951)

44. Atletizm'de Avrupa Şampiyonu olan tek kulübümüzdür. (1993)

45. Atletizm'de en çok kupa kazanan takımdır. (67)

46. Atletizm'de üst üste en çok şampiyon olan takımdır. (10)

47. Olimpiyat Oyunları'nda madalya kazanan tüm Türk atletlerinin mensup olduğu kulüptür. 1948 Londra Olimpiyatlarında 3 adım atlamada Ruhi Sarıalp bronz madalya ve 2004 Atina Olimpiyatlarında çekiç atmada Eşref Apak bronz madalya kazanmıştır.

48. Olimpiyat Oyunları'nda boksta final oynayan tek Türk atletinin mensup olduğu kulüptür. 2004 Atina Olimpiyatlarında 48kg.'da Atagün Yalçınkaya gümüş madalya kazanmıştır. 17 yaşında final oynayan sporcu, Muhammet Ali'den sonra olimpiyatlarda final oynayan en genç boksör unvanını da aldı.

49. Basketbolda bir maçta en fazla sayı atan oyuncu Fenerbahçeli Erman Kunter'dir. (153 sayı Fenerbahçe formasıyla Hilalspor'a-1988)

50. Basketbolda bir devrede en fazla sayı atan oyuncu Fenerbahçeli Erman Kunter'dir. (81 sayı Fenerbahçe formasıyla Hilalspor'a-1988)

51. Basketbolda bayanlarda Türkiye Kupası'nı en çok alan takımdır. (6 kere)

52. Kürekte en çok şampiyon olan ve en çok kupa kazanan takımdır.

53. Kürekte üst üste en çok şampiyon olan takımdır.

54. Kurulduğundan bu yana adına en çok şarkı bestelenen takımdır. Ayrıca hakkında en çok kitap ve ansiklopedi yazılan kulüptür.

55. Kurulduğundan bu yana en çok plak, kaset ve cd'ye sahip olan kulüptür.

56. Türkiye'nin en zengin spor kulübüdür. (Stat, Tesisler, Fenerium, Taraftar Kart, Sponsorluk, Televizyon, Reklam gelirleri vs.)

57. Türkiye'de en çok vergi veren kulüp Fenerbahçe Spor Kulübü'dür.



ANTRENÖRLERİMİZ

SEZON.....ANTRENÖR

1907-1911 Dalaklı Hüseyin
1911-1915 Galip Kulaksızoğlu
1915-1944 Fuat Hüsnü Kayacan
1921-1924 Mustafa Elkatipzade
1924-1926 Sami Coşar
1926-1929 Hikmet Mocuk
1929-1932 Necmettin Çakar
1932-1935 Josef Svenk (Macar)
1935-1938 James Elliot (İngiliz)
1938-1939 Josef Svenk (Macar)
1939-1939 G. Nemetz (Macar) (3 ay kaldı)
1939-1941 Antrenörsüz yıllar
1941-1944 John Prayer (İngiliz)
1944-1945 Miço Dimitropulos (Rum)
1945-1947 Fikret Arıcan
1947-1948 Ignace Molnar (Macar)
1948-1949 Cihat Arman
1949-1951 Peter Molley (İskoç)
1951-1952 James Mc.Cormick (İskoç), Lazslo Szekelly (Macar)
1952-1953 Lazslo Szekelly (Macar)
1953-1955 Zarko Mihailoviç (Yugoslav)
1955-1956 İmre Markos (Macar), Fikret Arıcan
1956-1957 Lazslo Szekelly (Macar)
1957-1960 Ignace Molnar (Macar)
1960-1961 Lazslo Szekelly (Macar)
1961-1962 Lazslo Szekelly (Macar), Necdet Erdem
1962-1964 Miroslav Kokotoviç (Yugoslav)
1964-1965 Oscar Hold (İngiliz)
1965-1966 Selahattin Torkal, Necdet Erdem
1966-1967 Abdullah Gegiç (Yugoslav)
1967-1969 Ignace Molnar (Macar)
1969-1970 Fikret Kircan, Basri Dirimlili, Trian Ionescu (Rumen)
1970-1971 Constantin Teasca (Rumen)
1971-1972 Sabri Kiraz
1972-1975 Waldir Pereira Didi
1975-1976 Necdet Niş, Abdullah Gegiç (Yugoslav)
1976-1977 Ilie Datcu (Rumen), Nedim Günar, Tomislav Kaleperoviç
1977-1978 Tomislav Kaleperoviç (Yugoslav)
1978-1979 Necdet Niş
1979-1980 Şükrü Ersoy, Ziya Şengül, Friedel Rausch (F.Almanya)
1980-1981 Friedel Rausch (F.Almanya)
1982-1983 Enver Katip, Branko Stankoviç (Yugoslav)
1983-1984 Branko Stankoviç (Yugoslav)
1984-1985 Todor Veselinoviç (Yugoslav))
1985-1986 Kalman Meszöly (Macar)
1986-1987 Branko Stankoviç (Yugoslav), T.Çakır, Yılmaz Yücetürk
1987-1988 Yılmaz Yücetürk, Birol Pekel, Pal Csernai (Alman)
1988-1989 Todor Veselinoviç (Yugoslav)
1989-1990 Todor Veselinoviç (Yugoslav), Ömer Kaner
1990-1991 Guus Hiddink (Hollanda), Erol Togay, Tınaz Tırpan
1991-1993 Joseph Venglos (Slovak)
1993-1994 Holger Osieck (Alman)
1994-1995 Holger Osieck (Alman), Tomislav Iviç (Hırvat)
1995-1996 Carlos Alberto Parreira (Brezilyalı)
1996-1997 Sebastio Barroso Lazaroni (Brezilyalı), Todor Veselinoviç
1990-1991 Guus Hiddink (Hollanda), Erol Togay, Tınaz Tırpan
1997-1998 Otto Bariç (Hırvat), Cem Muratoğlu
1998-1999 Joachim Löw (Alman)
1999-2000 Rıdvan Dilmen, Zdenek Zeman (İtalyan), Turhan Sofuoğlu
2000-2001 Mustafa Denizli
2001-20

****DOGRULUK FAZILETTIR ****
 
Facebook beğen
 
*KESKE ZAMANI DURDURABILSEK*
 


*** CEVRIM YAPABILIRSINIZ ***
 


**** SITEYE GIRIS SAYISI ****
 
******* HAVA DURUMU *******
 
Wetter Dortmund
© ibrahim Pinar
 
SITEYE GENEL OLARAK GIRENLERIN CIZELGE OLARAK TABLOSU 37030 ziyaretçi (135024 klik) HOSGELDINIZ.
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden